AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE FEDERAL YARGILAMA SİSTEMİ

From Hukuk Wiki

Admin (mesaj | Katkılar) tarafından oluşturulmuş 17:33, 22 Ocak 2008 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hali | en güncel halini göster (fark) | Sonraki hali → (fark)

I. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE FEDERAL YARGILAMA SİSTEMİ
1. YARGIÇLARIN SEÇİMİ, ATANMALARI VE BAĞIMSIZLIKLARI
A. Hakimlerin Atanması
1. Amerika Birleşik Devletleri Anayasası Madde III Uyarınca Atanacak Hakimler
Amerika Birleşik Devletleri Anayasa Mahkemesi üyeleri, federal temyiz mahkemeleri ve
federal bölge mahkemeleri hakimleri, Uluslararası Ticaret Mahkemesi hakimleri Anayasa.nın
yasama erkine ilişkin III. Maddesi uyarınca atanır. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
tarafından aday gösterilen ve atanan bu hakimlerin Senato üyelerinin çoğunluğu tarafından
onaylanması gerekmektedir. Madde III uyarınca hakimler süresiz olarak atanırlar ve ancak
Anayasa.da belirtilen soruşturma uyarınca Kongre tarafından görevlerinden alınabilirler. Söz
konusu hakimlerin aday gösterilmesi veya onaylanması süresinde yargının hiçbir rolü yoktur.
Federal hakim olarak atanmada etkin olan tek kıstas atanacak kişinin kariyeri ve akademik
başarılarıdır. Sözkonusu adaylar sınava tabi tutulmazlar. Ancak, hakim adaylarının akademik
geçmişleri, iş tecrübeleri, yayınlanmış eserleri, entellektüel ilgi alanları, gördüğü davalar ve kişisel ilgi alanları gibi konuları, kişisel özellikleri ve meslek yaşamlarında göstermiş
oldukları başarıları detaylı olarak anlatan formları doldurmaları gerekmektedir. Ayrıca
adaylar kapsamlı mülakatlardan geçirilir ve kişisel geçmişleri araştırılır.
Politika, Madde III uyarınca atanan hakimlerin seçiminde önemli bir etkendir. Atama,
Başkan tarafından Senato.nun ya da atamanın yapılacağı eyalette görevli olan ve Başkan.ın
da üyesi olduğu parti mensuplarının Başkan.a sunmuş oldukları listeden yapılır. Başkan.ın
gösterdiği adayların Senato.nun Adalet Komitesi huzurunda düzenlenecek oturuma katılması
ve Senato.nun her bir adayın atanmasını onaylaması gerekmektedir. Madde III uyarınca
atanacak hakimler Başkan tarafından genellikle atamanın yapılacağı mahkemenin bulunduğu
bölgede ikamet eden önde gelen avukatlar, ilk derecelerdeki federal mahkeme hakimleri,
eyalet mahkemeleri hakimleri ya da hukuk profesörleri arasından aday gösterilir.
Her bir federal hakim belirli bir bölgede belirli bir hakimlik pozisyonunu doldurmak üzere
atanır. Resmi olarak atanmadıkları takdirde hakimlerin başka bir mahkemede davaya bakma
yetkileri yoktur. Bazı bölgelerde iş yükü nedeniyle bir mahkemenin hakiminin diğer
mahkemelerin davalarına da bakması sıklıkla talep edilebilmektedir.
2. Eyalet Mahkemeleri Hakimleri
Amerika Birleşik Devletleri’nde görülen davaların çoğuna eyalet mahkemeleri hakimleri
bakmaktadır, fakat bu hakimler federal yargı sistemi içerisinde görev almamaktadırlar. Sözü
edilen hakimler eyalet hükümetleri tarafından oluşturulan eyalet mahkemeleri sistemi
içerisinde hizmet etmektedirler. Federal mahkeme hakimleri gibi eyalet mahkemeleri
hakimlerinin de federal Anayasa ’yı gözetmeleri gerekmektedir ve Anayasaya aykırı eyalet
kanunlarını geçersiz kılmaya ve uygulamamaya yetkilidirler. Eyalet mahkemeleri yargıçları
eyalet anayasaları ve kanunları uyarınca çeşitli şekillerde seçilirler. Bu hakimlerin çoğu halk
tarafından genel seçimle ya da eyalet valileri tarafından belirli bir süre için görev başına
getirilirler. Genel seçimlerde aldıkları oy ile de görev süreleri uzatılabilir.

B. Federal Yargının Etik Kuralları
Kanunlar uyarınca federal mahkeme hakimleri uyuşmazlık konusu olan olaya ilişkin kişisel
bilgi sahibi olmaları, davanın taraflarından herhangi birisi ile kişisel yakınlıklarının olması, davanın önceki safhalarında taraflardan herhangi birisinin avukatlığını yapmış olmaları ya da davanın konusu veya tarafları ile ilgili olarak maddi bir çıkarlarının sözkonusu olması durumlarında davaya bakamazlar. Federal mahkeme hakimleri ayrıca Amerika Birleşik Devletleri Adalet Konseyi uyarınca kabul edilen etik kuralları ve prensiplerden oluşan
Amerika Birleşik Devletleri Hakimlerinin Çalışma Esaslarına İlişkin Kanun.a uymak
zorundadırlar. Çalışma Esaslarına İlişkin Kanun - ve yorumları - yargı birliği ve bağımsızlığı,
adaletin sağlanması ve tarafsızlığı, hakimlere izin verilen yargı dışı faaliyetleri ile bunların usulsüzlüğünün engellenmesi konularında hakimlere rehberlik sağlamaktadır.
Hakimler etik kuralları ile ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri Adalet Konseyi.nin
Çalışma Esasları Komitesi.nden de yararlanabilirler. Sözkonusu hakimler komitesi, çalışma
esaslarına ilişkin kanunları hazırlamaya ve ayrıca hakimlere ve mahkeme çalışanlarına yazılı
görüş vermeye de yetkilidirler. Komite ayrıca hakkında görüş talep edilen olaylardan
bazılarını seçerek yayınlatabilir. Yayınlanan görüşlerde görüşü talep eden hakim ya da
hakimlerin kimlikleri belirtilmemekte ve sözkonusu görüş yazılı olarak ve bilgisayar
ortamında hakimlere sunulmaktadır.
Mali konularda menfaat çatışmasını engellemek amacıyla Federal kanunlar uyarınca tüm
hakimler . ve ayrıca tüm yüksek kademelerdeki devlet görevlileri . (eşleri ve çocukları için
de olmak üzere) malvarlıklarını, borçlarını, görevlerini, kendilerine verilen hediyeleri ve
yapılan tazminat ödemelerini listeleyen yıllık mali tablolarını ilgili makama sunmak
zorundadırlar. Federal mahkeme hakimleri ve bazı adli makam görevlilerinin açıkladıkları bu
tablolar Amerika Birleşik Devletleri Mahkemeleri İdari Ofisi.nde tutulmakta ve kamunun
incelemesine açık bulunmaktadır.
Hakimler siyasi ve ticari (kişisel yatırım hariç olmak üzere) faaliyette bulunamazlar ve
avukatlık yapamazlar, fakat kamu hizmeti ve eğitim hizmetlerine zaman ayırabilirler. Federal
mahkeme hakimleri yazıları, konuşmaları ve verdikleri dersler aracılığıyla hukuk alanındaki
hizmetleri nedeniyle ayrıcalıklı bir yere sahiptirler. Federal mahkeme hakimlerinin hukukun,
hukuk ve adalet sisteminin gelişmesini sağlayan faaliyetlere katılmaları için hakimleri
destekleyen bu önemli rolü Çalışma Esaslarına İlişkin Kanun.da da tanınmıştır. Hakimlerin
hakimlik mesleği dışındaki faaliyetlerinden (örneğin ders verme) sağlayabilecekleri gelir
maaşlarının %15.i ile sınırlandırılmıştır.
C. Hakimlerin Maaşları
Federal mahkeme hakimlerine ödenecek maaş ve sağlanacak sosyal yardımlar Kongre
tarafından belirlenir. Maaşlar ve sağlanan sosyal yardımlar Kongre üyeleri ve diğer yüksek
kademelerdeki devlet görevlilerine ödenen ile aynıdır. Anayasa Madde III uyarınca atanan
federal mahkeme hakimlerinin maaşlarında ve sağlanan sosyal yardımlarda hakimin hizmet
süresi boyunca indirim yapılamaz.
D. Kıdemli ve Emekli Hakimler
Anayasa uyarınca federal temyiz mahkemeleri, federal bölge mahkemeleri ve Uluslararası
Ticaret Mahkemesi hakimleri görevlerini ömür boyu sürdürebilirler ve bu nedenle herhangi
bir yaşta emekli olmaları gerekmemektedir. Fakat 65 yaşını doldurdukları ve belirli süre
hizmet sağlama şartını yerine getirdikleri takdirde bu hakimler emekli olmayı talep edebilirler
ve bu durumda maaşlarının tümünü almaya devam ederler. Madde III uyarınca atanan
hakimlerden emekliye ayrılanların büyük bir bölümü herhangi ek bir ödeme almaksızın tam
veya yarı zamanlı olarak .kıdemli hakim. sıfatı ile davalara bakmaya devam etmektedirler.
E. Adli Eğitim
Adalet sistemi içerisinde yer alan bir kurum olan Federal Adalet Merkezi federal mahkeme
hakimlerinin ana araştırma ve eğitim merkezidir. Önemli hukuki konularda, hakimlik mesleği
ve dava yönetimi konularında hakimler için çeşitli eğitim programları sunmaktadır. Göreve
ilk atanmalarını hemen takiben katıldıkları göreve uyum sağlamaya ilişkin eğitime ek olarak
tüm hakimler yeni kanuni düzenlemeler, mahkeme içtihatlarındaki gelişmeler ve bazı
hakimlik yetenekleri konularına ilişkin seminerlere katılmak üzere belirli aralıklarla Merkez
tarafından davet edilirler. Merkez ayrıca hukuk fakülteleri ile işbirliği yaparak hukukun belirli bir dalında kapsamlı özel bazı programlar da sunmaktadır; ör: fikri hukuk ya da bilimsel delillerin değerlendirilmesi. Merkez, hakimlerin kişisel olarak katılabilecekleri seminer ve programları düzenlemenin yanı sıra, hakimlerin görevlerini icra ederken yardımcı olabilecek çeşitli video kasetleri, kasetler, el kitapları ve diğer yayımları da hazırlamaktadır.
İdari Ofis1 hakimler için bilgisayar kullanımı ve sosyal yardımlar, çalışan istihdamı,
organizasyon ve yönetim, adli etik ve kişisel güvenlik gibi idari konularda eğitim
programlarının yanı sıra bölge mahkemesi, temyiz mahkemesi ve iflas mahkemeleri2
başkanlığına yeni atanan hakimler için yönetim ve operasyon konularında özel programlar da
sunmaktadır.
Federal Adalet Merkezi, İdari Ofis ve Amerika Birleşik Devletleri Ceza İnfaz Komisyonu
ortak olarak hakimler ve mahkeme çalışanları için her gün eğitim ve bilgi programları
yayınlayan bir televizyon kanalı işletmektedirler. Ayrıca bazı mahkemeler kendi içlerinde
tüm hakimlerin katıldığı tartışma programları ve diğer programların yanı sıra göreve yeni
atanan hakimler için göreve uyum ve eğitim programları da düzenlemektedirler.
F. Hakimin Atayacağı Çalışanlar
Mahkeme tarafından atanan mahkeme çalışanlarının yanı sıra her bir hakimin kalem
çalışanları olarak adlandırılan kendisine ait az sayıda personel atama yetkisi vardır.
Hakimler kendilerine idari konularda yardımcı olmak üzere bir sekreter ve hukuki konularda araştırma yapma ve yazı hazırlama konularında yardımcı olacak stajyer istihdam edebilir. Kalem
çalışanları Adalet Çalışanlarının Çalışma Esaslarına İlişkin Kanuna uymak zorundadırlar.
Kalem çalışanlarının görevleri her bir mahkemeye ya da hakimin işi ve yönetim tercihlerine
göre değişmektedir. Hakimler kalem çalışanlarının işlerini dikkatle inceler ve denetler.
Hakimin takdir yetkisini kullanmasını gerektirmeyen hukuki araştırma işleri ve diğer işler için
kalem çalışanlarını kullanarak her bir hakim, hakimlik mesleği ile ilgili yükümlülüklerini
daha iyi şekilde yerine getirebilmektedir.
1 İdari Ofis Amerika Birleşik Devletlerinin yargı erkine merkezi destek vermek amacıyla kurulmuş bir birimdir.
İdari Ofis federal mahkemelerin idari birimlerine, yönetim, hukuk, teknik, iletişim alanları dahil diğer birçok alanda destek hizmetleri ve geniş destek vermektedir.
2 İflas hukuku federal hukuktur ve dolayısıyla iflas mahkemeleri federal mahkemelerdir.

G. Amerikan Hukuk Sistemini Diğer Sistemlerden Ayıran Özellikler
1. Hasımlı Sistem
Tarafların, aralarındaki uyuşmazlığı tarafsız olarak durum tespitinde bulunan kişiye
sunmalarından dolayı Amerika Birleşik Devletleri'nde dava prosedürü hasımlı sistem
olarak adlandırılmaktadır. İngiliz hukuk sisteminden esinlenen Amerikan hukuk geleneği
hasımların mahkeme önünde tartışmasına olanak sağlayarak hakimin ya da jürinin doğruyu
tespit edip anlaşmazlığı çözmesine yardımcı olmasını amaçlamaktadır. Diğer bazı sistemlerde
hakimler ya da adli görevliler ilgili delilleri toplayabilmek ve tanıklardan ifade alabilmek için soruşturmalar yürütmektedirler. Amerika Birleşik Devletleri'nde ise hazırlık soruşturması ile
delillerin toplanması mahkemenin yardımı olmaksızın davanın tarafları ve avukatlarınca
yürütülmektedir. Hakimin en önemli görevi taraflarca sunulan konuları bir yapıya oturtarak
gelişimini sağlamak ve hukuku gözeterek adaleti sağlamaktır.
2. Anglo-Sakson Hukuk Sistemi
Amerikan hukuk sistemi büyük ölçüde İngiliz hukuk sistemine dayanmaktadır. Anglo-Sakson
hukuku, Kara Avrupası sisteminde olduğu gibi kurallar bütününün oluşturduğu kanunların
meydana getirdiği bir hukuk sistemi olmaktan ziyade hakimler tarafından geliştirilen ve
yorumlanan bir hukuktur. Anglo-Sakson hukukunun temel özelliklerinden biri hakimlerin eski
davalar ile benzer olaylara ve hukuki temellere dayanan yeni davaları, eski davalarla
oluşturulan hukuk prensiplerini kullanarak çözmeye çalıştığı .içtihat. doktrinidir. İlk
derecelerdeki mahkeme hakimleri kendi yargı alanlarındaki yüksek dereceli mahkemelerin
kararlarını takip etmek zorundadırlar.
Amerika Birleşik Devletleri Kongresi bu yüzyıl içerisinde federal hukukun bir çok alanında
belirli hukuk dallarında temel hukuk prensipleri oluşturan detaylı yasalar çıkarmıştır. Bu
kanunlar İflas Kanunu, Uluslararası Gelir Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Sermaye
Piyasası Araçları Kanunu ve Menkul Kıymetler Borsası Kanunu gibi kanunları
kapsamaktadır. Ayrıca, her bir eyalet Ticaret Kanunu gibi kapsamlı kanunlar da çıkarmıştır.
Genellikle bu kanunlar sonradan federal ve eyalet idari kurumları tarafından çıkartılan
yönetmelikler ile geliştirilip yorumlanmaktadır.
Geçen yüzyılda artan sayılarına rağmen Amerikan kanunları ve yönetmelikleri mahkemeler
tarafından .içtihat. esasları çerçevesinde yorumlanmaya devam edilmiştir. Örneğin bir iflas
mahkemesi İflas Kanunu.nu uygularken ilgili mahkeme kararlarını inceleyerek benzer
olaylarda belirli bir kanun hükmünü uygulayan Anayasa Mahkemesi Kararı ya da temyiz
mahkemesi kararı olup olmadığını tespit edecektir. Avukatlar ise olaya sadece kanunun
herhangi bir hükmünün uygulanıp uygulanmayacağını sorgulamayıp aynı zamanda başka
benzer bir mahkeme kararının uygulanıp uygulanmayacağını da tartışacaklardır.
Amerika Birleşik Devletleri hakimlerinin tümünün, mahkemelerinin derecesine bakılmaksızın
yeniden gözden geçirme yetkileri vardır. Hakimler normal olarak inceledikleri kanunların ve
idari işlemlerin geçerli olduğunu varsaymakla birlikte Anayasaya açıkça aykırı buldukları
kanunları, yönetmelikleri ya da idarenin işlemlerini iptal edebilirler. Hakimler Amerika
Birleşik Devletleri Anayasasını diğer tüm kanunlardan üstün tutan kanunlar hiyerarşisini
gözetmek zorundadırlar. Bu nedenle hakimler kanunları, yönetmelikleri ve idarenin
işlemlerini yorumlarken sadece içtihatlara dayanmayacak aynı zamanda bunları Anayasaya
uygun olarak yorumlayacaklardır.

H. Mahkeme Kararlarının Uygulanması
Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi mahkemelerin değil davanın taraflarının
sorumluluğu altındadır. Ceza davalarında, bir Adalet Bakanlığı görevlisi olan Amerika
Birleşik Devletleri adli polisi hükümlüyü gözetim altında tutmakla yükümlüdür. Mahkemenin
para cezası ödenmesini kararlaştırdığı durumlarda mahkeme katibi ödemeyi alıp mahkeme
tarafından belirtilen şekilde dağıtmakla yükümlüdür. Davalının para cezasını ödememesi
durumunda kararın uygulanması ve paranın tahsil edilmesinden Adalet Bakanlığı sorumlu
olacaktır.
Hukuk davalarında ise mahkemeler, mahkeme kararlarının tümünü kamunun bilgisine
sunmak üzere kayıtlarını tutmakla beraber mahkeme kararlarının uygulanmasından davanın
tarafları sorumludur. Birçok mali davalar ise çeşitli sigortalar kapsamında korundukları için
bu tür hukuk davalarının kararlarının uygulanmasını sigorta şirketleri takip etmektedir.
Davayı kazanan taraf borçluyu takip etmek ve borçlunun hakimiyetinde bulunan şeyi güvence
altına almak amacıyla gerekli tedbirler için mahkemeden yardım alabilir. Ayrıca federal
mahkemede davayı kazanan taraf, eyalet kanunlarının tanıdığı telafi ve tazmin yolları
çerçevesinde federal mahkeme kararının uygulanmasını sağlamak için eyalet mahkemesine
başvurabilir; (ör: kaybeden tarafın malvarlığının haczedilmesi gibi.) Genel olarak bir hukuk
mahkemesi kararı ile kaybeden tarafın taşınmazı üzerinde takyidat kurulabilir ve para tahsil
edilenceye kadar belirli oranda faiz işletilebilir.
I. Adli Prosedürün Kaydı
Kamuya açık davalarda yargılama öncesi ve sonrasında yürütülen tüm işlemler mahkeme
raportörü tarafından yazılı olarak ya da sözlü olarak kaydedilmektedir. Mahkeme raportörleri
ifadeleri kaydetmek üzere özel olarak eğitim alırlar.
1. Mahkemenin Görüşlerinin Yayımlanması
Anglo-Sakson hukuk sisteminde mahkemeler hukuku uygularken ve yorumlarken içtihatlara
dayandıkları için güncel hukuki konular bakımından benzer konularla ilgilenen mahkemelerin
ve hukukçuların bu hukuki görüşlerine ulaşabilmesi çok önemlidir. Federal mahkemelerde
kullanılan teknolojinin ilerlemesi ile mahkeme kararlarının ve görüşlerinin büyük bir bölümü
bilgisayar ortamında yazılmaktadır. Tüm görüş ve kararlar kamunun incelemesine açık
kayıtlardır ve kopyaları mahkemelerden temin edilebilir. Bazı kararlar resmi olarak
yayımlanır. Bu tür kararların yayımı mahkemeler için özel şirketler tarafından yapılmaktadır.
Ayrıca özel hukuk kitabı yayınevleri ve bilgisayar ortamında araştırma hizmeti sağlayan
Westlaw ve Lexis/Nexis gibi bilgi bankaları ücret karşılığı mahkeme kararlarını, kanunları ve
diğer hukuki materyalleri barolara ve kamuya sunmaktadır.
Mahkemelerin büyük bir bölümünün kendilerine ait Internet sayfaları bulunmakta ve
mahkeme görüşleri Internet aracılığıyla da elektronik olarak kamuya sunulmaktadır. Bazı
hukuk fakülteleri özellikle temyiz mahkemelerinden mahkeme görüşlerini toplayarak Internet
üzerinden bu kararları yayımlamaya başlamışlardır.

2. FEDERAL YARGILAMA SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ
A. Federal Yapı ve Eyalet Erklerinin Göreli Yetki Alanları
1. Yalnızca Federal Devlete Özgü Yetkiler
a. Eyaletlerin Yetkilerinin Açıkça Sınırlandırılması
Bazı yetkiler sırf federal hükümete aittir, zira Anayasa eyaletlerin bazı yetkilerini sınırlandırır
veya yasaklar (ör. uluslararası anlaşmaların akdedilmesi, para basımı, vb.)
b. Yetkinin Özünde Federal Olması
Yukarıda sayılmayan diğer bazı yetkiler yetkinin özünden ötürü yalnızca federal hükümete
aittir ve yalnız federal hükümet tarafından yerine getirilebilir.
2. Yalnızca Eyaletlere Özgü Yetkiler
Federal hükümete devredilmeyen tüm yetkiler eyaletlere aittir. Ancak, federal yetkiler geniş
bir şekilde yorumlandığı için bundan ötürü çok az yetki eyaletlere özgüdür.
3. Federal Devletin ve Eyaletlerin Aynı Anda Olan Yetkileri . Üstünlük Maddesinin3 Etkisi
Üstünlük maddesinden dolayı, federal kanunlar eyalet kanunlarına göre öncelikli olarak
uygulanabilir ya da sözkonusu kanunların yerine geçebilir.
a. Eyalet ve Federal Kanunlar Arasında Uyuşmazlık
Bir eyalet kanunu ile bir federal kanun arasında uyuşmazlık sözkonusu ise eyalet kanunu
geçersiz sayılacaktır.
b. Eyaletin, Federal Amacın Yerine Getirilmesini Engellemesi
Bir eyalet kanunu veya yerel kanun federal amacın yerine getirilmesini engelliyor ise, o
kanun geçersiz sayılacaktır. İlgili eyalet kanununu, Federal kanunlara aykırı olmayan geçerli
bir amaca hizmet etmek için çıkarılmış olsa bile kanuna aykırı sayılacaktır.
c. Eyalet Kanunlarını Önlemek
Geçerli bir federal kanun hükmü, içerik olarak bir hukuk alanını açık veya dolaylı bir şekilde
kapsayarak ilgili konu hakkında uyuşmazlık yaratmasa bile normal koşullar altında
uygulanacak olan herhangi bir eyalet veya yerel kanunun uygulanmasını engelleyebilir. Bu
bağlamda göz önünde tutulması gereken faktörler (ilgili kanunun lafzından anlaşılan açık bir
üstünlük durumu sözkonusu değil ise): (i) federal kanunların kapsadığı hukuk alanının
genişliği ve (ii) kanunu uygulamak için bir idari organın oluşturulmasıdır.
3 Supremacy Clause

B. Tam Güven Ve İtimat Maddesi 4
Tam Güven ve İtimat Maddesi uyarınca, bir mahkeme kararı tam güven ve itimat veriyorsa,
diğer eyaletler bu mahkeme kararını tanımaya mecburdur (New York eyaletinde bir kişinin
aleyhine karar verilir ise, o kişi New Jersey eyaletinde aynı konunun hükme bağlanması
talebiyle yeniden mahkemeye başvuramaz; New York.da verilen karar New Jersey
mahkemeleri için de bağlayıcıdır.) Bu Madde yalnız aşağıdaki hallerde geçerlidir: (i) kararı
veren mahkemenin dava konusu ve taraflar üzerinde yetkisi varsa; (ii) karar davanın esasları
hakkında verilmiş ise; ve (iii) verilen karar kesin ise.
4 Full Faith And Credit Clause

II. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ANAYASASININ GETİRDİĞİ BİREYSEL
HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KORUNMASINA VE KISITLANMASINA İLİŞKİN İLKELER:

A. Usulüne Uygun İşlem ve Yargılama İlkesi5
1. Temel İlke
Bir kişiyi .hayatından, özgürlüğünden ya da malından. mahrum etmeden önce, ilgili devlet
organı usulüne uygun işlem esasına uymaya mecburdur (örneğin: duruşmaya çağrı, duruşma).
İlgili devlet organı, kişilerin sözkonusu haklarını yalnızca kasıtlı şekilde yerine getirmez ise,
Usulüne Uygun İşlem Esasını 6 ihlal etmiş sayılır.
2. Yaşam, Özgürlük veya Mala El Konulması
a. Özgürlük
.Özgürlük. açık olarak tanımlanmamıştır. Bu terim, herhangi bir bedensel engele sahip
olmama durumundan daha fazla şey ifade eder (örneğin sözleşme özgürlüğü ve kazanç getiren
iş bulma özgürlüğünü de kapsar). Aşağıdaki hallerde bir insanın özgürlüğü kısıtlanmış sayılır:
(1) Hareket serbestliği önemli derecede kısıtlanır ise; veya
(2) Anayasanın veya bir kanunun sağladığı bir özgürlük kendisine verilmez ise.
b. Mal
.Mal. terimi şahsi eşyalardan ve menkul mallardan daha çok şey ifade eder, ancak mal
teriminin anlamını açıklamak için mal edinme amaçlı soyut bir ihtiyaç veya bir menfaat
arzusu yeterli değildir. Eyalet veya federal kanunlar çerçevesinde yukarıda tanımlanan
menfaatten yararlanmaya makul bir iddia çerçevesinde hak kazanılmış olunması şarttır. Mala
ilişkin haklara örnek olarak şunları verebiliriz: devlet okullarında eğitim almak, sosyal
güvenlik hakları ve devlet memuru olma hakkı.
3. Gerekli Usul
Gerekli usullerin nitelik ve kapsamı üç bölümden oluşan denge testiyle belirlenir. Sözkonusu
test aşağıdaki faktörleri kapsar:
(i) Sözkonusu menfaatin birey için önemi;
(ii) Sözkonusu menfaatin korunması amaçlı usule ilişkin belirli
önlemlerin değeri; ve
(iii) Mali ve idari verimlilik bakımından devlet menfaati.
5 Procedural Due Process
6 Due Process Clause

4. Uygun Yargılama Haklarından7 Feragat Edilebilir
Genel kural, adil yargılanma haklarından kişilerin özgür iradeleriyle ve bilinçli olarak feragat
edebilmeleridir.
B. Usulüne Uygun İşlem Hakkının Hukuki Esasları ve Bireysel Hak ve
Özgürlüklerin Korunması ve Kısıtlanmasında Eşitlik İlkesi8
C. Hukuki Esaslara Uygun Yargılama ile Eşitlik İlkesi Arasındaki İlişki
Hem usulüne uygun yargılanmanın maddesel uygulanmasında hem de eşit hukuksal korunma
talep etme hakları uyarınca, mahkemelerin kullandığı usullerin yerindeliğinden çok
kanunların içeriği, incelenmelidir.
D. Mahkemenin Kullandığı İnceleme Standardı
Her iki hak altında da mahkeme devletin işlemlerinin meşru olup olmadığını inceler. Bu
inceleme için üç ayrı inceleme standardı geliştirilmiştir:
1. Sıkı İnceleme 9
Temel haklara (eyaletler arası seyahat, gizlilik, oy vermek, ve Birinci Değişiklik haklar, vb.)
ya da kuşku veren sınıflandırmalara10 (ırk, uyruk, yabancı olma statüsü, vb.) kısıtlama getiren
düzenlemeler sıkı inceleme standardı uyarınca incelenir. Sözkonusu kanun, devletin olmazsa
olmaz bir amacına ulaşmak için gerekli ise, onaylanır11. Bu testin standartlarına uymak çok
zordur. Dolayısıyla, bir kanun sıkı inceleme standardına göre incelenir ise, özellikle de
devletin amacına ulaşmak için daha az külfetli bir seçenek de mevcut ise kanun çoğu zaman
geçersiz sayılacaktır.
a. İspat Külfeti
İspat külfeti devlete aittir.
2. Orta Derece İnceleme 12
Orta düzeyde kuşku veren sınıflandırmalar13 (cinsiyet, meşruluk, vb.) ile ilgili kısıtlama
getiren hükümler orta inceleme standardına göre incelenir. Kanun, devletin önemli bir
amacına ulaşmak için konulmuşsa ve bu amaçla büyük ölçüde ilgili ise, geçerli sayılır.
a. İspat Külfeti
İspat külfetinin kime ait olduğu belirgin değildir. Büyük olasılıkla devlete aittir.
7 Due Process Rights
8 Substantıve Due Process And Equal Protection
9 Strict Scrutiny
10 Suspect classifications
11 Necessary to achieve a compelling government purpose
12 Intermediate Scrutiny
13 Quasi-suspect classifications

3. Makul Bir Temele Oturtma 14
Temel hakları etkilemeyen veya kuşku uyandıran sınıflandırmalar veya orta düzeyde kuşku
uyandıran sınıflandırmaları ilgilendirmeyen düzenlemeler asgari inceleme standardına göre
incelenir. Kanun, devletin hukuksal bir amacına ulaşmak için çıkarılmış ve bu amaçla makul
ölçüde ilişkili ise geçerli sayılır. Bu standarda uymak çok kolaydır. Dolayısıyla sözkonusu
kanun keyfi veya mantıksız olmaması kaydıyla genellikle geçerlidir.
a. İspat Külfeti
İspat külfeti, kanunun hukuka aykırılığını iddia eden kişiye aittir.
E. Hukuki Esaslara Uygun Yargılama
1. Anayasal Kaynak . İki Madde
Ek 5. Madde Uygun Yargılama Esası federal devlete uygulanır. Ek 14. Madde Uygun
Yargılama Esası eyaletlere ve yerel devletlere uygulanır. Her iki maddeye aynı kriterler
uygulanır.
2. Uygulanabilir Standartlar
Temel bir hak kısıtlanır ise, o kanun veya işlem sıkı inceleme standardına göre incelenecektir.
Diğer durumlarda, makul bir temele oturtma standardı uygulanacaktır.
F. Eşitlik İlkesi 15
1. Anayasal Kaynak
Ek 14. Maddede yer alan Eşit Haklar İlkesi eyaletlerin hareketleri ile sınırlıdır. Ancak, federal devlet tarafından yapılabilecek aşırı derecede ayrımcılık Ek 5. Maddede yer alan Uygun
Yargılama Esasını ihlal eder. Mahkemeler, her iki anayasal hüküm için de aynı kriterleri
uygular.
2. Uygulanabilir Standartlar
Eğer bir temel hak veya kuşku uyandıran bir sınıflandırma sözkonusu ise, ilgili hükmü
değerlendirmek için sıkı inceleme standardı uygulanır. Eğer orta düzeyde kuşku uyandıran
sınıflandırma sözkonusu ise, orta derece inceleme standardı uygulanır. Eğer sınıflandırma
temel hak, kuşku uyandıran sınıflandırma veya orta düzeyde kuşku uyandıran sınıflandırma
ile ilgili değil ise, asgari inceleme standardı uygulanır.
3. Ayrımcılık Sonucu Oluşturulan Sınıflandırmayı İspat
Sıkı veya orta derece inceleme standardının uygulanması için, devletin niyetinin ayrımcılık
olması gereklidir. Devletin niyetinin ayrımcılık olduğu aşağıdaki hallerde ispatlanabilir:
14 Rational Basis
15 Equal Protection
18
(i) Bir kanun, lafzından anlaşılır biçimde ayrımcılık yapıyor ise;
(ii) Lafzında ayrımcılık sözkonusu olmayan bir kanun hükmünün
ayrımcılığa sebep olacak şekilde uygulanması; veya
(iii) Kanun hükmünün ardında ayrımcılık yapma niyetinin olması.
4. Kuşku Uyandıran Sınıflandırmalar
Sınıflandırmalar ırka, uyruğa veya vatandaşlığa dayanıyor ise, bu tip sınıflandırmalar kuşku
uyandıran sınıflandırmalardır.
a. Irk ve Uyruk
Irka veya uyruğa ilişkin sınıflandırmalar sıkı inceleme standardına göre incelenir.
b. Yabancılık Statüsüne İlişkin Sınıflandırmalar
(1) Federal Sınıflandırmalar
Kongrenin yabancılar üzerinde tam yetkisi16 olduğu için, federal sınıflandırmalar sıkı
inceleme standardına tabi değildir. Bu sınıflandırmalar keyfi ve mantıksız değil ise geçerlidir.
(2) Eyalet Düzeyinde ve Yerel Düzeyde Sınıflandırmalar
Genellikle, vatandaşlığa ilişkin eyalet ve yerel kanunlar sıkı inceleme standardına tabidir.
5. Orta Düzeyde Kuşku Uyandıran Sınıflandırmalar
Cinsiyet ve meşruluk ile ilgili sınıflandırmalar orta inceleme standardına tabidir.
a. Cinsiyete ilişkin sınıflandırmalar
Cinsiyete ilişkin sınıflandırmalar orta inceleme standardına göre incelenir. Sözkonusu
sınıflandırmanın amacının, devletin önemli bir amacına ulaşmak olduğu belli ise ve
sözkonusu sınıflandırma büyük ölçüde böyle bir amaç ile ilgili ise, geçerli sayılır. İspat külfeti yine devlete aittir.
b. Meşruluk Sınıflandırmaları
Meşruluk sınıflandırmaları da orta inceleme standardına göre incelenir. Sözkonusu
sınıflandırmanın amacının, devletin önemli bir amacına ulaşmak olduğu belli ise ve
sözkonusu sınıflandırma büyük ölçüde böyle bir amaç ile ilgili ise, geçerli sayılır. Gayri
meşru çocukları haksız yere cezalandırmak amacı ile ayrımcılık yapan hükümler geçersizdir.
16 Plenary powers
19
G. Din Özgürlüğü
ABD Anayasasının Ek 1. Maddesi devletçe bir dinin esas alınmasını yasaklayıp kişilerin dini
inançlarını serbestçe uygulamasını güvence altına almaktadır. Ek 1. Madde, Ek 14. Madde
vasıtasıyla tüm eyaletlerde uygulanmaktadır.
1. Dini İnançların Serbestliği Şartı17
a. Dini İnançlardan Ötürü Ceza Verilememesi
Dini İnançların Serbestliği şartı devletin kişileri inançlarından dolayı cezalandırmasını
önlemektedir. Örneğin eyaletler, eyalet yetkililerinin göreve atanmalarında dini yemin etme
şartı koyamazlar ya da din adamlarının bu görevlere atanmalarını engelleyemezler. Anayasa
Mahkemesi .dini inanış. kavramını tanımlamamıştır ve .dini inanışın . tanınmış organize bir
dine dayanması ya da yüksek bir varlık içermesi gerekmez.
Dini İnançların Serbestliği Şartı devletçe yapılan ve özellikle dine müdahale etme amacı
taşımayan düzenlemeleri kapsamaz. Örnek: Kurban kesim yerlerini tespit eden düzenleme.
Halka açık yerlerde . parklarda, okul bahçelerinde vb. kesim yapılmasını yasaklayan kanun
herkese uygulandığı için Dini İnançların Serbestliği Şartına aykırılık teşkil etmez. Ancak
genel olarak kurban kesimini yasaklayan bir düzenleme Dini İnançların Serbestliği Şartına
aykırı düşer.
b. Dini Davranışların Yönetilmesi
Dini İnançların Serbestliği Şartı, genel olarak uygulanan ve dini vecibelerin yerine
getirilmesini kısıtlayan bir düzenlemeye uygulanmaz. Diğer bir deyişle herkesin davranışını
düzenleyen bir uygulama dini inanışları bu düzenlemeye uymaya engel teşkil eden kişiye de
uygulanır. Bunun iki istisnası vardır. A) Bir kişi dini inanışları nedeniyle bir işten ayrılırsa eyalet onun işsizlik sigortası başvurusunu reddedemez. B) Amish dini mensupları çocuklarını okula göndermeyip evde eğitebilirler.
Sonuç olarak Dini İnançların Serbestliği Şartı devletin dini inanışlara müdahele etmesini
önlemekte ancak genel davranış kuralları koyarken dinin gereklerinin yerine getirilmesini
kısıtlayan düzenlemelere engel olmamaktadır.
2. Din Tesis Edilmemesi Şartı 18
a. Bir Dinin Başka Dine Göre Seçilmesi
Din Tesis Edilmemesi Şartı devletin bir din tesis etmesini ya da bir dini esas almasını
yasaklamaktadır. Devletçe yapılmış olan bir düzenleme, bir dinin bir başkasına göre öne
çıkarılmasını içeriyorsa, sözkonusu düzenleme, bu düzenlemenin üstün bir çıkara hizmet
etmek üzere dar bir şekilde belirlenmediği durumlarda geçersizdir. Şimdiye kadar Anayasa
Mahkemesi içtihatlarında bir dini başka bir dine tercih etmeyi gerektirecek bir üstün çıkar yer
almamıştır. Devletin yaptığı ve bir dini seçmeyi içermeyen bir düzenleme a) laik bir amaçla
yapıldıysa, b) ana amaç dini kısıtlamak ya da öne çıkarmak değilse, ve c) devletin dine fazla
karışması sonucunu doğurmuyorsa geçerlidir.
17 Freedom of Exercise Clause
18 Establishment Clause
20
Düzenleme parasal yardım içermeyen ya da eğitimle ilgisi olmayan konularda, genel kural
olarak belli bir dini öne çıkarıyor veya kısıtlıyorsa Anayasa Mahkemesi tarafından sözkonusu
düzenleme geçersiz sayılır. Bir düzenleme, toplumun büyük bir kesimini kısıtlarken ya da
kayırırken bir dini de kısıtlaması ya da öne çıkarıyor olması durumunda geçerli sayılır.
(Örnek: pazar günü içki satışını yasaklayan yasa geçerli sayılmaktadır.)
Din Tesis Edilmesi Şartı genellikle devletin para yardımları konusunda gündeme gelmektedir.
Para yardımları bir dini kısıtlayamaz ya da öne çıkaramaz. Dini okullara ya da hastanelere
yapılan yardımlar ancak dini olmayan amaçlar için kullanılabilir.
H. İfade ve Toplanma Özgürlüğü19
Dernek kurma özgürlüğü Ek 1. Madde.de açıkça belirtilmemişse de Anayasa Mahkemesi,
Dini İnançların Serbestliği ve Dinin Tesis Edilmesi fıkralarına dayanarak Ek 1. Madde.nin
dernek kurma hakkını da kapsadığını kabul etmiştir. Ancak bu hak çok dar tutulan ve gözardı
edilemez bir nedene dayanan düzenlemelerle kısıtlanabilir.
Ek 1. Madde aynı zamanda ifade ve toplantı özgürlüklerini de kapsamaktadır. Bu özgürlükler
en önemli haklardan sayılmaktadır.
1. İçerik ve Davranış Ayırımı
Anayasa Mahkemesi, düzenlemeleri .içerik ile ilgili. ve .davranış ile ilgili. olmak üzere ikiye
ayırarak ifade ve toplanma özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemeleri buna göre incelemektedir.
İçerikle ilgili kısıtlamalar bazı fikirlerin yayınlanmasını yasaklar ve davranışla ilgili
kısıtlamalar getirir. Bu kısıtlamalar ancak toplantı saati, yer, ses düzeni gibi konulara ilişkin
olabilir.
Genelde içerik nedeniyle ifadeye kısıtlama getirilmesi Anayasa.ya aykırıdır. İçerik kısıtlaması
içermeyen düzenlemelerin tespiti için Anayasanın uyguladığı test, bunların ifade
özgürlüğünün kısıtlanması ile bağlantılı olmayan önemli çıkarlara yönelik olması durumu ve
ifadeyi gerektiğinden fazla kısıtlamamasıdır. Örneğin iftira ve müstehcen ifade, kamu
düzeni gibi önemli bir çıkar nedeniyle kısıtlanabilir. Ancak bu kısıtlamaların yalnızca iftira ve
müstehcen ifadeyi kapsaması gerekir.
Ayrıca ifade ve toplantı ile ilgili düzenlemeler açıkça belirsiz ya da fazla geniş kapsamlı ise
geçersiz sayılır. Bir düzenlemenin gerektiğinden fazla geniş olarak kabul edilmesi için ifadeyi
lüzumundan fazla kısıtlaması gerekmektedir. (Örnek: Havalimanlarında tüm toplanmaların
ve ifadelerin yasaklanması fazla geniş sayılmaktadır.) Neyin yasak olduğunun makul bir
şekilde belirtilmediği düzenlemeler belirsiz olarak kabul edilir. (örneğin tüm müstehcen
konuşmaların ve ifadelerin yasaklanması belirsiz sayılır) İfade özgürlüğü ifade etmeme
özgürlüğünü de içermektedir. Örnek: Kişiler ABD bayrağını selamlamaya mecbur tutulamaz
ve selamlamayanlar cezalandırılamaz. İfade özgürlüğü sembolik ifadeyi de içerir. Örnek
Savaşı protesto için kola siyah bant takmak yasaklanamaz.
Yukarıda Anayasa Mahkemesinin, düzenlemeleri içerik ve davranış olarak ikiye ayırdığı
belirtilmişti. Davranış yasakları zaman, yer ve şekil ile ilgilidir. Halka açık olan yerlerdeki
19 Freedom of Speech and Assembly
21
davranışları kısıtlayan düzenlemeler içerikle ilgili olmamalı, devletin önemli bir çıkarına
hizmet etmek amacıyla dar kapsamlı oluşturulmuş olmalı ve alternatif iletişim kanalları açık
bırakılmalıdır. Halka açık olmayan yerlerdeki (okullar, devlet daireleri) ifade özgürlükleri
daha geniş bir şekilde düzenlenebilir. Bu düzenlemeler içerikten bağımsız olarak devletin
geçerli bir çıkarına hizmet ettikleri taktirde geçerlidir.
2. Korunmayan İfade / Konuşma20
Ek 1. Madde ile korunan ifade özgürlüğünün de sınırları vardır. Kelimeler ve ifadeler, yasa
dışı davranışların oluşması açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturuyorsa kısıtlanabilir.
Ayrıca sıradan bir kişinin ani fiziksel tepkisine neden olabilecekse hakaret içeren kelimeler
de yasaklanabilir. Bir bütün olarak, toplumsal normlar uyarınca cinselliğe aşırı düşkünlüğü
içeren, ahlaka aykırı ve ülke standartları gözönüne alındığında ciddi herhangi bir edebi,
sanatsal, politik ya da bilimsel değeri olmayan müstehcen ifadelerde korunmaz.
Reşit olmayanlar açısından değişik standartlar uygulanabilir. Devlet, yetişkinler açısından
müstehcen sayılmayan yayınların reşit olmayanlar için müstehcen olduğuna karar vererek,
bunların küçüklere satılmasını yasaklayabilir. Çocuk pornografisi de yasaktır ve ifade
özgürlüğü kapsamı dışındadır.
İftira konusunda da bir ayırım bulunmaktadır. İftiraya uğrayan kişi bir kamu görevlisi veya
kamuca tanınan bir kişi ise veyahut iftira toplumu ilgilendiren bir konuya ilişkin ise ilgiliyse
şikayetçinin (iftiraya uğrayanın), iftiranın doğru olmadığını ve karşı tarafın kusurlu yan
olduğunu ispatlaması gerekir.
Yukarıda belirtilen kısıtlamalar kişinin fikrini ifade etmesinden sonra olası cezalandırmaya
ilişkindir. Bazı durumlarda ifade özgürlüğünün önceden kısıtlanması da sözkonusu
olabilmekte ve sözkonusu konuşmanın yapılması yasaklanabilmektedir. Çok nadir olan bu
kısıtlamanın uygulanabilmesi için devletin, sözkonusu konuşmanın gerçekleşmesi durumunda
belirli bir toplumsal zararın ortaya çıkacağını ispatlaması gerekmektedir. Önceden kısıtlama
ile ilgili standartların a) dar kapsamlı, makul ve belirli olması, b) ihtiyati tedbirin hemen talep
edilmesi, ve c) kısıtlamanın geçerliliği için hızla kesin karar alınması gerekmektedir. Bu tür
ifade özgürlüğü kısıtlamalarında, kısıtlanan ifadenin koruma altında olmadığını ispat
yükümlülüğü devlete aittir.
Örneğin savaş zamanında askeri birliklerin hareketinin yayınlanmasının engellenmesi geçerli
bir kısıtlamadır. Diğer taraftan Büyük Jüri önünde ifade veren bir kişinin ifadesini hiçbir
zaman yayınlayamayacağını söylemek geçersizdir.
Müstehcen bir kitap ya da film ancak muhtemel bir nedene dayanan müzekkere ile
toplatılabilir. Tümünün toplanması ancak açık bir duruşma sonucunda müstehcenliğe karar
verilmesi durumunda gerçekleşebilir.
I. Basın Özgürlüğü 21
Ek 1. Madde basın özgürlüğünü koruma altına almaktadır. Basın, insanlara verilen haklardan
daha fazlasına sahip değildir. Basın da, insanlarla aynı seviyede korunmaktadır. Hem basının
hem de halkın duruşmaları izleme hakkı vardır, ancak devletin çok önemli nedeni var ise bu
20 Unprotected Speech
21 Freedom of Press
22
hak kısıtlanabilmektedir. Örneğin, bir dava, çocuğun tecavüze uğraması ile ilgili ise, o
çocuğu korumak için, hem basın hem de halk duruşma salonuna alınmayabilir ve halka kapalı
duruşma yapılabilir.
Basın, Büyük Jüri önünde ifade vermek için zorlanabilir. Ancak basının mahkumlarla mülakat
yapma veya ceza evlerini gezme hakkı yoktur.
Ek 1. Madde Basın Özgürlüğü kavramını, yazılı ve görsel olarak ayırmaktadır. İnceleme
yapılırken temel amaç izleyicilerin ve dinleyicilerin bilgi alma haklarını göz önünde
bulundurmaktadır. Yazılı basındaki inceleme sıkı standarda22 tabidir. Oysa görsel basın
(televizyon ve radyo) daha düşük derecede bir standarda tabidir.
22 Strict scrutiny
23